يا عيوني لا تنظري إلى الحرام
Ey gözlerim harama bakma
مسافة المشي بين المسجد الحرام والمسجد الاقصي اربعون عاما
Mescid-i Haram ile Mescid-i Aksa arası yürüme mesafesi kırk yıldır.
ليكن حلالاً لك (حلالٌ عليك)
Sana helal olsun
يأتي الضيف بالبركة
Misafir bereketle gelir
جُمِعَ الحرام على الحلال ليُكثِره
Haram helalin üzerine toplandı ki onu çoğaltsın
إقرؤوا سورة البقرة فإن أخذها بركة و تركها حسرة
Bakara suresini oku çünkü onu okumak berekettir, terk etmek ise hasrettir
الحركة بركة (في الحركة بركة)
Hareket berekettir
البركة في دعاء الصالحين
Bereket Salihlerin duasındadır
نحن بحاجة إلى أخبار جيدة
Bizim güzel haberlere ihtiyacımız var.
فرحت بخبر حفظك للقرآن
Kuran'ı ezberleme haberine çok sevindim
أنا سعيد جدًا لسماع أنك حفظت القرآن.
Kuran'ı ezberlediğinizi duymak beni çok mutlu etti.
لا تتركني بدون خبر
Beni habersiz bırakma
المتفائل يرى كل خبر خير
İyimser her iyi haberi görür
الخبر السيئ يأتي بسرعة
Kötü haber çabuk gelir
الأخبار السيئة تُسمع بسرعة
Kötü haberler tez duyulur
الأخبار الجميلة تأتي متسلسلة
Güzel haberler peş peşe gelir
أعطني خبراً جيداً
Bana iyi bir haber ver
كنت سآتي إليك على الفور ، لكن لم يكن لدي خبر
Hemen yanına gelirdim ama haberim yoktu.
ليس لدي خبر
Benim haberim yok
ليتني لم اقرأ هذا الخبر
keşke bu haberi okumasaydım
لدي خبر جيد لك
Benim sana iyi bir haberim var
جاء الضيوف إلينا دون إعطاء خبر
Misafirler haber vermeden bize geldi
علي العين والرأس
Başım gözüm üstüne
الله يُعطِيك الصحة والعافية
Allah sana sağlık ve afiyet versin
خجلت كثيراً
Çok utandım.
لا تُخجِلني
Beni utandırma
أجمل صفات الفتيات الخجل
kızların en güzel özellikleri utangaçlık tır.
أشعر بالخجل الشديد عندما أتحدث التركية
Türkçe konuşurken çok utanıyorum
إخجل من الكذب
Yalan söylemekten utan
ألا تخجل من الجلوس هكذا؟
Böyle oturmaktan utanmıyor musun?
من كثرة الخجل تمنيت أن تنشقُّ الارض وتَبلعُني
Utancımdan yerin dibine girdim
خجلت من صديقي
Arkadaşımdan utandım
الفتيات دوماً خجولات
Kızlar her zaman Utangaçtır
قل الحقيقة و لا تخجل
Gerçeği söyle ve utanma
كان رسول الله أشد حياءً من العذراء في خِدرها
Peygamberimiz a.s örtünme çağına girmiş bir genç kızdan daha Utangaçti
لا تُخجِلِ الناس لتأخذ شيئاً ليس من حقك
Hakkın olmayan bir şeyi alırken insanları utandırma
أدهشتني بما فعلته
Yaptıklarınla beni şaşırttın
كانت أسئلة الامتحان أمس صعبة جدا بالنسبة لي تفاجأت جدا
Dünkü sınav soruları benim için çok zordu ve çok şaşırdım
إندهشتُ عندما رأيتُ كلباً ضخماً مثل الأسد
Aslan kadar kocaman bir köpek gördüğümde şaşırdım
عندما رأيت الكعبة إندهشت من جمال منظرها
Kabe'yi gördüğümde, manzarasının güzelliğine hayran kaldım.
عندما رأيتك هناك إندهشت
Seni orada görünce şaşırdım