Nasrettin hoca bir gün çalışmak için tarlasına gidiyormuş ,bu sırada birinin kendisine seslendiğini duymuş.
في يومٍ من الأيامِ كانَ الأستاذُ نصرُ الدينِ ذاهبٌ إلى حقلهِ للعمل ، وفي هذِه الأثناءِ سمعَ أحدا ينادِيهِ ،
Durup arkasına bakmış ,bir adam cebinden bir mektup çıkararak Nasrettin hocaya göstermiş .
توقفَ ونَظَر خَلفَهُ ، وسَحَبَ الرجلُ الرسالةَ من جيبهِ وأظهَرَهَا للأستاذِ نصرِ الدين
Hocam aylardır akrabalarımdan beklediğim mektup geldi.
أستاذي لقد جاءت الرسالةُ التِي كُنتُ أنتظرُهَا لشهورٍ من أقاربي .
Gözlerim yollardaydı bu gün beklediğim mektup geldi .
لقد وصلت اليوم الرسالةَ التي أنتَظِرُهَا ،لقد كانت أعيُنِي في الطُرُقِ (كنت أنتظِرُها بفارغِ الصبرِ ) .
iyi gözünüz aydın olsun demiş Nasrettin hoca
قال الأستاذ نصر الدين جيدٌ تهانينا .(ليكن عينكُ مُنوّر)
Adam ama okuma yazmam yok demiş, mektubu okuyamıyorum.
قال الرجلُ لكن لا أعرفُ الكتابةَ والقراءةَ لا أستطيعُ قراءةَ الرسالة .
Nasrettin hoca: Komşularınızdan okumayı ve yazmayı bilen yok mu? Diye sormuş
سأل الأستاذُ نصرُ الدينِ : ألا يوجدُ أحدٌ من جيرانِك يعرفُ الكتابةَ والقراءةَ ؟.
Adam üzgün bir sesle cevap vermiş: olmaz olur mu hocam ,elbette okuma yazma bilen komşu var ,ama bu mektubu okuyamıyor .
ردَ الرجلُ بصوت ٍحزينٍ : مستحيلٌ هل يمكنُ هذا أستاذي ، بالتأكيدِ يوجدُ الجارُ الذي يعرفُ الكتابةَ والقراءةَ , ولكن لا يستطيعُ قراءةَ هذِه الرسالةَ .
Nasrettin hoca ,Allah Allah diyerek başını kaşımış.
حكَ الأستاذُ نصرُ الدينِ رأسهُ قائلاً الله الله.
Adam anlatmaya devam etmiş:
üç gündür çalmadığım kapı kalmadı.
واستمر الرجلُ بالشرحِ : منذُ ثلاثةِ أيامٍ لم يبقى بابٌ لم أطرقهُ
En sonunda "okusa okusa bu mektubu Nasrettin hoca okur dediler, ben de seni aramaya başladım .
وفي النهايةِ قالوا اذا كان هُناكَ قارئٌ لهذه الرسالة فهو الاستاذ نصر الدين ، وأنا بدأتُ بالبحثِ عَنك ،
Önce evine gittim hanımın tarlada olduğunu söyledi ,tarlaya gidiyordum ki seni gördüm .
ذهبتُ إلى بيتِكَ أولا ْ،و قالت زوجتُك أنك في الحقل، و كُنتُ ذاهبًا للحقل فرأيتُك.