YOLCULUK ÇOK KISA
الرِّحلَةُ قَصِيرةٌ جِدًّا
İhtiyar bir hanım otobüse bindi, koltuğuna oturdu.
رَكبتْ سيِّدةٌ عجوزٌ الحَافلةَ وجَلَسَتْ في مَقعَدِهَا.
Sonraki durakta genç, hareketli ve biraz da asabi bir kadın bindi otobüse ve yaşlı kadının yanına oturdu.
في المحطَّةِ التَّاليةِ ركبتْ اِمرأةٌ شابة نشيطةٌ، عَصبيّةّ وسريعةُ الانفعالِ إلى حدٍّ ما في الحافلةِ وجَلسَتْ بجانبِ المَرأةِ العَجوزِ
Çantaları elinde çok yer kaplıyordu.
كانت تحتلّ حقائِبَها التّي في يدها مساحةً كبيرةً .
İstemeden yol boyunca Çantalar ihtiyar kadına çarptı.
عن غيرِ قصدٍ ، اصطدمتْ الحقائب بالمرأةِ العجوزِ على طولِ الطريقِ.
Canı yanan ihtiyarın sessiz kaldığını görünce
كانتْ صامتةً عندما كانتْ ترى أنَّ المرأةَ العجوزَ كانتْ تتألّمُ
genç kadın, yaşlı kadına bu kadar sakin kalabilmesine şaşırdığını söyledi.
أخبرتْ المرأةُ الشّابةُ العجوز أنَّها فوجِئَتْ بهدوئِها الشَّديدِ.
İhtiyar kadın gülümseyerek “Kaba olmaya ya da ehemmiyetsiz bir şey için münakaşaya, kalp kırmaya değer mi ?
ابتسمتْ العجوزُ وقالت: هل يستحقُّ القلبُ لكسرِهِ إلى الكلامِ الفَظّ أو الجدالِ في شيءٍ تافهٍ ..
Çünkü senin yanındaki yolculuğum çok kısa...
لأنَّ رحلتي بجانبكِ قصيرةٌ جدًّا
Bir sonraki durakta zaten ineceğim..." dedi.
قالت: سوفَ أنزلُ في المحطَّةِ التَّاليةِ على أيِّ حالٍ
Bu cevap altın harflerle yazılmayı hak ediyor:
هذه الإجابةُ تستحقُّ أن تُكتَبَ بأحرف من ذهبٍ